İKLİM değişikliğinin ve buzulların erimesinin okyanus ve denizlerdeki suların yükselti seviyelerini ve ekosistemi etkilediğine işaret eden Boğaziçi Üniversitesi İklim Politikaları Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Levent Kurnaz, “En az yüzde 50’lik bir artış göreceğiz. 2050 yılına kadar Marmara Denizi’nde su seviyesinin 100 cm, 2050 yılına kadar İstanbul Boğazı’ndaki yalılar, örneğin Kadıköy’deki metro gibi birkaç kez sular altında kalacak.Marmara Denizi’nde suyun ısınması. 2 yıl önce müsilaj kötüydü. Bu sene mayıs ayında inşallah o kadar kötü bir şey görmeyiz. Çünkü şu anda oldukça şiddetli bir yağmurla karşılaştık ki bu da Marmara Bölgesi için bir nebze musilaj kapısını aralıyor” dedi.
Boğaziçi Üniversitesi İklim Politikaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. İstanbul Boğazı’na yakın birçok yapıda ve sahile yakın toplu taşıma istasyonlarında önümüzdeki yıllarda sorun yaratacak.
MARMARA DENİZİNDE EN AZ 50 CM YÜKSELİŞ GÖRECEĞİZ
“Kutuplar eriyor ve bu kutupların erimesinin doğal sonucu olarak deniz seviyesi yükseliyor” ifadesini kullanan Prof. üzerine meşrubat gelse orada yükselme olmaz.O zaman buzu koyarsan eridiğinde taşar.Dolayısıyla durum böyledir.Karadaki buzullar yani Antarktika ve Grönland’daki buzullar eriyor. Endişe verici bir oran Bu buzulların erimesi, bu yüzyılın sonuna kadar deniz seviyesinde en az 1 metrelik bir yükselmeye yol açacak. 2050 yılında Marmara Denizi.Yani karamsar ama daha da fazla olabilir.Olma ihtimali daha düşük.Bu deniz seviyesinden 50 cm-1 metrenin ortasında yaşayan herkes demek.Yani biz değiliz. sadece Boğaz’daki yalılardan bahsediyorum burada. Daha değerli olan Kadıköy’e gittiğinizde mesela Kadıköy Metrosu’nun sol çıkışı deniz seviyesinden neredeyse beş santim yukarıda. Biliyorsunuz, kötü bir güneybatı fırtınasında su onu doldurabilir ve bunun için muhtemelen 2050’ye kadar beklemeyecektir. Bu sorunları daha önce göreceğiz. Boğaziçi’ndeki yalılar birkaç kez sular altında kalacak. 2050 yılına kadar Kadıköy’deki metroya önemli miktarda su girmiş olacak. Bu şimdi felaket düzeyine ulaşmayabilir. Yani 2050’ye kadar 50 santimetre duvar örerek bazı şeyleri kurtarabiliriz ama 2050’den sonra çok ama çok önemli önlemler almamız gerekiyor. 2050 biraz daha vasat bir senaryo. Dolmabahçe Sarayı, Çırağan Sarayı gibi yerlerde etrafına iki metrelik bir duvar örebilir ve bu sayede birçok sorunu ve tarihi yapıyı nispeten yüksek su seviyelerinden koruyabilirsiniz ancak çok yüksek bir duvar örmeniz gereken durumlarda Kadıköy Sahili veya Boğaz çevresi gibi çok uzun bir mesafede bu oldukça problem. güçlü olacak” dedi.
TARIM, BİTKİ VE HAYVANLAR ETKİLENECEK Deniz suyu seviyesindeki artışın sadece Marmara Bölgesi’ni etkilemeyeceğine işaret eden Kurnaz, “Şimdi İstanbul’dan bahsettik; mesela onun ilerisindeki Susurluk Çayı’na gidersek; denizde su yükselir, gerçek şu ki tuzlu su çok uzun bir aralığa ulaşır.” Suyun etkisi olacaktır. Çevresinde xiulian uygulayanlar, o civardaki bitkiler ve hayvanlar bundan etkilenecektir. Türkiye’deki büyük ovalara gidersek oralarda bu suyun yükselmesinden dolayı Büyük Menderes, Çarşamba Ovası gibi çok daha ciddi sorunlar olur” dedi.
YÜKSEK YAĞMURLAR MARMARA BÖLGESİNDE MÜSLÜMANIN KAPILARINI AÇIYOR
Marmara Denizi’ndeki suların ısınmasına dikkat çeken Kurnaz, “Dolayısıyla 2 yıl önce çok kötü bir müsilaj yaşadık. İnşallah bu yıl mayıs ayında böyle kötü bir şey görmeyiz. şu anda oldukça şiddetli bir yağmurla karşılaştı.Burası Marmara Bölgesi.Marmara Bölgesinde müsilajla karşılaşma olasılığı her zaman vardır,çünkü yağışın çokluğu üzerine bir bahistir ve ne kadar çok yağmur yağarsa o kadar fazla yağar. Gübreyi Marmara Bölgesi civarında denize taşıyarak beslenmesine sebep olacak. Tek sebebi bu değil ama en değerli sebeplerden biri” dedi.
